Türkiye’de müzik kültürü Eskişehir’le hayat buldu
Türkiye’ de müzik sektörünün en
canlı şehirleri arasında gösterilmekte olan Eskişehir çok önemli bir yer
tutuyor. Burada müzik kültürünün gelişiminde canlı müziğin son zamanlarda
büyük bir gelişme göstermesi çok belirleyici olmuştur. Özellikle burada etkin
bir çalışma ortamında müziklerini icra eden önemli yetenekler Eskişehir’ de
müziğe verilen değerin daha da artmasını sağlıyor. Eskişehir’
de müziğin etkisinin artmasında birçok canlı ses sanatçıları bu alanda önemli
katkıları olmuştur. Eskişehir’ de bu alanda önemli bir konuma sahip olan ve
uzun yıllar Eskişehir’in önemli mekanlarında solist olaraksanatını icra etmeye
devam eden Volkan İmançer ve Eskişehir’ de çoğu zaman birlikte de sahnede yer
alan değerli müzisyenlerden Yusuf Çömlekçi müziğe dair değerli açıklamalarını
röportaj içerisinde takipçileriyle paylaştılar.
Eskişehir’ in önemli seslerinden olan Volkan İmançer ve Yusuf Çömlekçi müziğe dair birçok hassas konuda görüşlerini aktardılar. Kendilerinden ve müziklerine dair birçok konu üzerinde durdukları gibi ülkemizde ki müzik sektörüyle ilgili konulara da değinen Volkan İmançer ve Yusuf Çömlekçi bu önemli açıklamalarıyla müzikseverleri elinden geldiğince aydınlatmaya çalıştılar.
Eskişehir’ in önemli seslerinden
olan Volkan İmançer Eskişehir’ e gelmeden önceki süreciyle ilgili de önemli
açıklamalarda bulundu. Bu sürece de değinen Volkan İmançer: ‘ Eskişehir’ e
yaklaşık 6 sene önce geldim. Eskişehir’ e gelmeden önce Uşak’ da klasik gitar
çalıyordum. Klasik gitar çalarken Mustafa Erdoğan diye bir solistle tanıştım.
Mustafa Erdoğan beni Eskişehir’ e davet etti ve onun nazik davetini kırmadım ve
Eskişehir’ e geldik. Eskişehir’ de çok güzel sokaklardan bir tanesi olan barlar
sokağında canlı müziğe başladık’ Eskişehir’ de ilk sürecini de bu sözleriyle
anlatmış oldu. Şuan ki programını da detaylı olarak anlatan Volkan İmançer: ‘
Güncel olarak son zamanda, yaklaşık 2 ay önceden itibaren programımız net
olarak belli oldu. Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri sahne
almaktayım. Pazartesi gecesi Bursa Fsm Bulvarı’ nda ki Keyifli Bar’ da gece
01:30 dan 04:30’ a sahne almaktayım. Çarşamba ve Cuma günü Eskişehir 222 Park Majha’
da saat 21: 30 dan 01: 30 a kadar sahne almaktayım. Cumartesi günü de yine Eskişehir
222 Park’ da ana konser salonunda ki Retro Hall’ da 01:30 dan 03: 30 a kadar
sahne alıyorum’ diyerek programının tüm detaylarını takipçileriyle paylaşmış oldu.
Müzik tarzına da değinen Volkan İmançer: ‘Aslında her tarza kendimi yakın
hissediyorum ama yabancı müzik seslendirmiyorum ve onun dışında rock müzik
seslendirmiyorum. Bunların dışında geri kalan kulağıma ne hoş gelirse türkü,
arabesk, pop, slow pop tarzlarını elimden geldiğince seslendirmeye çalışıyorum’
diyerek tarzını aktarmış oldu. Kaç kişilik bir ekiple çalıştığı ve çalışma düzeniyle ilgili ayrıntılı bilgi
veren Volkan İmançer: ‘ Çarşamba ve Cuma sahnelerimizde 5 kişilik bir ekiple
çalışmaktayım. Tabi ki Çarşamba ve Cuma sahneden 2 saat önce kesinlikle bir soundjack
ve prova işimiz oluyor. Önce bütün enstrümanlar kendi seslerini ayarlıyorlar ve
ondan sonra ekip olarak prova almaya başlıyoruz. Ses uyumuna bakıyoruz.
Cumartesi gün ki sahnemizde ise 8 kişilik bir ekiple çalışıyorum. Cumartesi gün
ki sahnemiz daha kalabalık burada daha titiz daha yoğunlaşarak çalışıyoruz.
Cumartesi gün ki sahnemiz orkestra arkadaşlarımız ile birlikte kendimizi çok
verdiğimiz için albüm, bant kayıtlarına çok yakın bir sound çıkarıyoruz. Bizim ekibimizde
2 gitar var, bir klasik gitarımız var aynı zamanda akustik gitar çalıyor ve
bunun dışında klavye, davul, bass gitar var, perküsyon çalan bir kişi var.
Darbuka, asma davul hepsi bir kişide, klarnet ile saksafonu aynı arkadaşımız
çalıyor. Bağlama, ud, cümbüşü aynı arkadaşımız çalıyor. Bu şekilde 8 kişilik
bir ekibimiz oluyor.' diyerek bu yöndeki düşüncelerini aktardı.
Eskişehir’ de yaklaşık 6 yıldır
sanatını icra etmeye çalışan Volkan İmançer burada bulunduğu süreci röportaj
içerisinde aktardı. Bu süreçte Eskişehir ile ilgili izlenimlerini aktaran
Volkan İmançer: ‘ Eskişehir’ den çok sayıda sanatçı geldi geçti. Eskişehir
işini iyi yapan bir müzisyen, işini iyi yapan bir solist için aslında bir
fırsat şehri diyebiliriz. Zaten büyükşehirler arasında Eskişehir müzik
piyasasında ön plana çıkmış durumda, mesela bizim şuanda bulunduğumuz 222
Parkta zamanında Murat Dalkılıç, Berkay, Tan Taşçı gibi isimlerde burada yer
aldılar. Eskişehir ile ilgili düşüncelerim çok güzel, insanı çok güzel, gelen
dinleyicilerimizle müşteri dinleyici havasından çok abi, kardeş, dost, arkadaş
oluyorsun bir süre sonra, şehir de biraz küçük olduğu için artık birbirini
tanıyorsun ve böylede olduğu zaman daha da keyifli oluyor. Eskişehir’ in
mutlaka herkesin gelip görmesi gereken bir şehir olduğunu düşünüyorum’
sözleriyle birlikte Eskişehir ile ilgili izlenimlerini aktararak açıklamalarını
bitirdi.
Çömlekçi’den Türk müziği için acı tablo
Eskişehir’ de gitar müziğin
bilinen seslerinden olan Yusuf Çömlekçi müziğe dair birçok konuyu
değerlendirdi. Özellikle Türkiye’ de müzik sektörü ve bu alanda yaşanan
sıkıntılar üzerinde durarak bu yöne dikkat çekmeye çalıştı. Bu sektörle ilgili
yaşadığı sıkıntılarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Yusuf Çömlekçi: ‘
Bilinçsiz tüketim toplumunda yaşıyoruz. Dinleyici kitlesinin
kalitesizleşmesinden kaynaklı bir sıkıntımız var. Bir diğer sıkıntı da mekan
sahiplerinden işletmecilerine kadar hepsinin değil de büyük çoğunluğunun bu
işin okulunu okumuş ya da herhangi bir profesyonellik anlamında daha önceden
bir tecrübesi olmayan insanlardan oluşuyor. Sahiplerinin de çoğunun hiçbir
bilgisi yok. Mekanlarının başlarına işletme müdürü diye koydukları insanlarında
herhangi bir bilgisi yok. Genelde kulaktan dolma ya da sağdan soldan gördükleri
kadarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. İşletme ile ilgili herhangi bir
bilgisi olmayan insanların müzikalite seçiminde de doğal olarak büyük
yanılgılar oluşuyor. Seçtikleri müzisyenler üzerinde kaliteye değil de daha
ziyade fiyat performansına değer veriyorlar. Bu da sadece Eskişehir’ in değil
aslında Türkiye’ nin genel sıkıntıları arasında gösterebiliriz. Müzisyeni
kaliteli seçmeyen mekanlardadoğal olarak dinleyici de kaliteli bir müzikle
buluşmayınca onlarında kalitesinde ciddi düşüşler oluyor’ yaşanan sıkıntıları
bu açıklamalarıyla anlattı. Türkiye’ de müzik sektörünün yaşadığı sıkıntılarla
ilgili gelen soruyu yine çarpıcı şekilde cevaplayan Yusuf Çömlekçi: ‘ Bu sorun
alt tabanı çok deşilebilecek çok detaya girilebilecek bir konu olduğunu
düşünüyorum. Bu işin içerisinden artık siyasette çıkabilir, siyasi tabanda
çıkabilir, cehalet seviyesi de çıkabilir, toplumsal değerler yargılarda
çıkabilir. Bu çünkü bir ülkenin müziğini en çok şekillendiren konularından
başında geliyor. Bizim halkımıza ne veriliyorsa onu yiyorlar. Ama aslında
bugünün parçalarını 80’lerde de verselerdi onu da yerlerdi. Ama o dönemki
insanlar çok kaliteli şeyler vermişler. Çok kaliteli eserler vermiş insanlar
var o dönemde pop müzik adına bakarsam eğer bu ülkeye çok değerli işler
kazandırmış insanlar var.
Bugün o insanlar yok’ diyerek ülkemizdeki müziği
genel olarak değerlendirdi. Son olarak da Türkiye’ de müzik sektörünün küresel
bağlamda sesini duyurabilmesi için nelerin değişmesi gerektiği sorusuyla ilgili
düşüncelerini aktaran Yusuf Çömlekçi: ‘ Türkiye’ nin küresel bağlamda sesini
duyurabilmesi için ilk önce ülkemizde İngilizce okuryazarlık durumuna bakılması
gerekiyor. Çünkü küresel anlamda etkileyici eserlere imza atmış insanlar kendi
dillerinde çok nadir olduğu görülüyor. Bir Uzakdoğulu arkadaşımız var PSY diye
ve onun dışında dönem dönem Ortadoğu, Arabistan kökenli parçalarında dile
bakılmıyor. Küresel bağlamda adım atabilmemiz için öncelikle halkın kafasının
değişmesi lazım ve bu konuyla ilgili yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Yani
küresel bağlamda Türkiye’ de ki aktif olarak gerçekleşen müziğin hiçbir yere
gelebilme ihtimali yok ‘ diyerek, umutsuzluk içeren sözleriyle açıklamalarını
bitirmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder